Results for tortured translation from English to Turkish

they tortured tom.
onlar tom'a işkence ettiler.

tortured to death.
Ölümüne işkence edilerek.

they were tortured and then executed.
daha sonra da işkence görerek ardından infaz edilmişlerdi.

the boss tortured the workers with his criticism.
patron eleştirisiyle işçilere işkence yaptı.

he was tortured, brutally tortured to death.
İşkence ediliyordu, acımasızca ölümüne bir işkence.

the nurses said they had been tortured into confessing.
hemşireler suçlarını itiraf etmeleri için işkence gördüklerini söylemişlerdi.

"you tortured us and now you are prosecuting us."
cuma, "bize işkence ettiniz, şimdi de bizi yargılıyorsunuz." dedi.

sattar beheshti, a blogger who was tortured to death
sattar beheshti, a blogger who was tortured to death

the nurses have testified that police tortured them into confessions.
hemşireler polisin kendilerini işkenceyle itirafa zorladığı yönünde ifade vermişlerdi.

and after a pause, they said, "they had been tortured."
biraz durakladıktan sonra: "İşkenceye uğradılar" dediler.

another parent complained, "i feel as if they purposefully tortured me.
başka bir aile üyesi, ''bana kasıtlı bir biçimde işkence edilmiş gibi hissediyorum.

police say reporter vlado taneski, 56, raped and tortured his victims.
polis, 56 yaşındaki muhabir vlado taneski'nin kurbanlarına tecavüz ve işkence ettiğini söyledi.

may the people be condemned those who tortured (the believers) in ditches
hazırladıkları hendekleri, tutuşturulmuş ateşle doldurarak onun çevresinde oturup, inanmış kimselere dinlerinden dönmeleri için yaptıkları işkenceleri seyredenler kahrolmuştur!

and he was beaten, starved, tortured -- lost all his teeth while in prison.
ve dövüldü, aç bırakıldı, işkence gördü -- bütün dişlerini hapishanede kaybetti.

several jews were arrested and tortured, and the entire jewish quarter was blockaded for twelve days.
bazı yahudiler tutuklanıp işkence gördü ve yahudi mahallesine 12 gün boyunca blokaj uygulandı.

at issue are claims that officers tortured them into confessing to deliberately infecting children at a benghazi hospital with hiv.
söz konusu davalar, sağlık çalışanlarının bingazi'deki bir hastanede çocuklara kasten hiv bulaştırdıklarını itiraf etmeleri için işkence gördükleri yönündeki iddialardan kaynaklanıyor.

greek poet and patriot rigas velestinlis, also known as rigas ferraios, was tortured and killed there in 1798.
rigas ferraios olarak da bilinen yunanlı şair ve vatansever rigas velestinlis, 1798 yılında burada işkence görerek öldürülmüş.

the medics, who have been in prison since february 1999, later testified that they had been tortured into making false confessions.
Şubat 1999'dan bu yana hapiste tutulan sağlık görevlileri, daha sonradan işkence görerek yalan yere suçu itirafa zorlandıkları yönünde ifade verdiler.

and of brothels where children are forced to receive five, 15 clients per day, and if they rebel, they are tortured with electricity.
ve çocukların günde 5 ila 15 müşteriyle ilişkiye girmeye zorlandığı genelevleri ve buralardaki çocukların karşı koydukları zaman nasıl elektrikli işkenceye uğradıklarını anlattı.

those held for ordinary crimes faced as much risk of being tortured and mistreated as did those arrested for political offences, according to human rights activists.
İnsan hakları eylemcilerine göre, adi suçlar nedeniyle tutuklu bulunanlar, siyasi suçlar nedeniyle tutuklananlar kadar işkence ve kötü muameleye maruz kalma riski ile karşı karşıya kaldı.