From professional translators, enterprises, web pages and freely available translation repositories.
daha fazla gizleyemeyeceğini anlayınca, hasır bir sepet alıp katran ve ziftle sıvadı. İçine çocuğu yerleştirip nil kıyısındaki sazlığa bıraktı.
a když ho nemohla déle tajiti, vzala mu ošitku z sítí, a omazala ji klím a smolou; a vložila do ní to dítě, a vyložila do rákosí u břehu řeky.
musa'nın anasına: onu emzir, kendisine zarar geleceğinden endişelendiğinde onu denize (nil nehrine) bırakıver, hiç korkup kaygılanma, çünkü biz onu sana geri vereceğiz ve onu peygamberlerden biri yapacağız, diye bildirdik.
a vnukli jsme mojžíšově matce: "koj ho, a budeš-li mít o něj strach, vhoď jej do řeky. a neboj se a nermuť se, neboť my ti jej vrátíme a jednoho z poslů svých z něho učiníme."