Trying to learn how to translate from the human translation examples.
From professional translators, enterprises, web pages and freely available translation repositories.
bu seviyedeki gerekliliklerin, stajyer öğretmenlerce öğretmenlik yeterliliğine sahip olabilmek için edinilmesi gerekmektedir.
les pairs ne travaillent pas dans l’établissement/le programme évalué.
Last Update: 2014-02-06
Usage Frequency: 1
Quality:
karmaşık doğal sistemlerin dinamiklerine ayak uydurmaya yardımcı olabilmek amacıyla, tedbirveönlemprensipleri ab antlaşması’na konmuştur.
•consommation durable, alimentation, logement et mobilité.
Last Update: 2014-02-06
Usage Frequency: 1
Quality:
opera e-posta istemcisi devre dışı. bildirimlere üye olabilmek için e-posta istemcisini etkinleştirmelisiniz.
le client opera mail est désactivé. il doit être activé pour s'abonner aux flux.
Last Update: 2017-03-08
Usage Frequency: 1
Quality:
pavlus, asya İlinde vakit kaybetmemek için efese uğramamaya karar vermişti. pentikost günü yeruşalimde olabilmek umuduyla acele ediyordu.
paul avait résolu de passer devant Éphèse sans s`y arrêter, afin de ne pas perdre de temps en asie; car il se hâtait pour se trouver, si cela lui était possible, à jérusalem le jour de la pentecôte.
Last Update: 2012-05-05
Usage Frequency: 1
Quality:
yönetici haklarına sahip olabilmek için aÅaÄıdaki programları kullanın:
utiliser le programme suivant pour obtenir les permissions du superutilisateur & #160;:
Last Update: 2011-10-23
Usage Frequency: 1
Quality:
Warning: Contains invisible HTML formatting
davutla adamları gidip iki yüz filistli öldürdüler. kralın damadı olabilmek için davut, öldürülen filistlilerin sünnet derilerini tam tamına getirip krala sundu. saul da buna karşılık kızı mikalı eş olarak ona verdi.
avant le terme fixé, david se leva, partit avec ses gens, et tua deux cents hommes parmi les philistins; il apporta leurs prépuces, et en livra au roi le nombre complet, afin de devenir gendre du roi. alors saül lui donna pour femme mical, sa fille.
Last Update: 2012-05-05
Usage Frequency: 1
Quality:
rekabet, etkin olabilmek için, pazarın birbirinden bağımsız ve herbiri diğerlerininuyguladığı rekabetçi baskıya tabi olan sağlayıcılardan oluştuğunu varsayar.sağlayıcıların pazara böylesi bir baskıyı uygulayabilmeleri için, rekabet yasası,rekabeti azaltan anlaşma ve uygulamaları yasaklar.
pour être efficace, le jeu de la concurrence suppose que le marché soit constituéd’offreurs indépendantsles uns des autres, chacun d’entre eux demeurant
Last Update: 2014-02-06
Usage Frequency: 1
Quality:
akreditasyon yenileme usullerinin bulunduğu ülkelerde, dış değerlendirme bulguları nedeniyle program veya kurumların akreditasyon yenileme taleplerinin reddedilmesi halinde, bu kararın bu program veya kurumlara sağlanan kamu finansmanı üzerinde de etkisi olabilmektedir.
dans les pays où des procédures de (ré)accréditation existent, si les résultats de l’évaluation externe conduisent à refuser le renouvellement de l’accréditation d’un programme ou d’un établissement, cette décision peut avoir un impact sur les financements publics qui lui sont octroyés.
Last Update: 2014-02-06
Usage Frequency: 1
Quality: