Usted buscó: i send you freind request (Inglés - Turco)

i'll send you the bill.
faturayı sana göndereceğim.

i'll send you home in my car.
seni arabamla eve göndereceğim.

my dear blog, i send you my condolences.
sevgili blog'um, çok üzgünüm.

i forgot to send you an e-mail.
sana e-posta göndermeyi unuttum.

did tom send you?
tom sana gönderdi mi?

he will send you abundant
"(Öyle yapın ki,) Üzerinize gökten sağanak (bol miktarda yağmur) yağdırsın."

allah said: lo! i send it down for you.
allah buyurdu ki: " ben onu size indireceğim.

i will send you a copy of this picture as soon as i can.
elimden geldiğince kısa sürede sana bu resmin bir kopyasını göndereceğim.

he will send you abundant rain from the sky,
"(Öyle yapın ki,) Üzerinize gökten sağanak (bol miktarda yağmur) yağdırsın."

the server wishes to send you a cookie
sunucu size bir çerez göndermek istiyor

go your ways: behold, i send you forth as lambs among wolves.
haydi gidin! İşte, sizi kuzular gibi kurtların arasına gönderiyorum.

as soon as i can figure out how to send money, i'll send you some.
nasıl para gönderebileceğimi öğrenir öğrenmez, sana biraz göndereceğim.

we did not send you except as mercy to mankind.
(ey muhammed!) biz seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik.

i'll send you your clothes and some other things next month by express delivery.
sana gelecek ay elbiselerini ve bazı diğer şeyleri express delivery ile göndereceğim.

we did not send you but as a mercy to all the nations.
(ey muhammed!) biz seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik.

he will send you abundant rain from the sky and will increase your power.
Üstünüze gökten sağanak (yağmurlar, bol nimetler) yağdırsın ve gücünüze güç katsın.

and whoever turns away—we did not send you as a watcher over them.
kim de yüz çevirirse (bil ki), biz seni onların üzerine bekçi göndermedik.

when i send guidance, whoever follows it will neither have fear nor regret;
artık ne zaman ben'den size doğru yolu gösteren rehber gelir de kim ona uyarsa, onlara hiç bir korku olmayacak, hiç üzülmeyecekler de. İnkâr edip âyetlerimizi yalan sayanlar ise cehennemliktirler, hem de orada ebedî kalacaklardır.” [20,123; 7,24-35]

my brother sends you his regards.
erkek kardeşim sana saygılarını yolluyor.

behold, i send you forth as sheep in the midst of wolves: be ye therefore wise as serpents, and harmless as doves.
‹‹İşte, sizi koyunlar gibi kurtların arasına gönderiyorum. yılan gibi zeki, güvercin gibi saf olun.