검색어: no choice (영어 - 터키어)

he has no choice.
seçeneği yok.

we've no choice.
seçeneğimiz yok.

i gave tom no choice.
tom'a hiçbir alternatif sunmadım.

i've got no choice.
başka seçeneğim yok.

i have no choice at all.
hiç seçeneğim yok.

i am used to no choice."
seçim yapmazdım.''

i had no choice but to go.
gitmekten başka seçeneğim yoktu.

manchevski: they will have no choice.
manchevski: başka seçenekleri olmayacak.

he had no choice but to run away.
onun kaçmaktan başka seçeneği yoktu.

i'm afraid i have no choice.
korkarım ki seçeneğim yok.

i did it because i had no choice.
başka seçeneğim olmadığı için onu yaptım.

the nation's leaders had no choice.
Ülkenin liderlerinin hiçbir seçeneğim yoktu.

i had no choice but to take the plane.
uçağa binmekten başka seçeneğim yoktu.

he had no choice but to do as he was told.
söylenileni yapmaktan başka seçeneği yoktu.

i have no choice but to eat what they serve me.
onların bana servis ettiklerini yemekten başka seçeneğim yok.

you'll have no choice; you'll buy my code.
başka şansın yok, kodumu alacaksın.

tom had no choice but to do what mary told him to do.
tom'un mary'nin ona yapmasını söylediğini yapmaktan başka şansı yoktu.

tom never wanted to give up, but he had no choice.
tom asla vazgeçmek istemedi fakat seçeneği yoktu.

i had no choice but to do what tom asked me to do.
tom'un yapmamı istediğini yapmaktan başka şansım yoktu.

he had no choice but to give up school because of poverty.
yoksulluktan dolayı okulu bırakmaktan başka seçimi yoktu.