검색어: profondément (프랑스어 - 터키어)

je veux t'embrasser profondément
isteyim calisiyorum hala cok kalabailkti özür dilerim yazamadim sana

les boucles s'imbriquent trop profondément.
döngü çok derine indi.

mais la forêt sera précipitée sous la grêle, et la ville profondément abaissée.
kent yerle bir olsa da,

revenez à celui dont on s`est profondément détourné, enfants d`israël!
bunca vefasızlık ettiğiniz rabbe dönün.

pour pizzle houdini (@thisisphd) l'homosexualité est pourtant profondément ancrée au nigéria :
pizzle houdini'ye (@thisisphd) göre ise, eşcinsellik zaten nijerya kültürünün içinde bulunuyor:

il est vraisemblable que celles-ci modifieront profondément la façon dont les données, les informations et les indicateurs nous sont fournis.
bunlar büyük olasılıkla veri, bilgi ve göstergelerin hazırlanma şeklini ciddi şekilde değişikliğe uğratacaktır.

c`est pourquoi moab gémit sur moab, tout gémit; vous soupirez sur les ruines de kir haréseth, profondément abattus.
anımsayıp üzülecek, yas tutacaklar.

ses compagnons, ayant vu ce qui était arrivé, furent profondément attristés, et ils allèrent raconter à leur maître tout ce qui s`était passé.
Öteki köleler, olanları görünce çok üzüldüler. efendilerine gidip bütün olup bitenleri anlattılar.

jwh-018 est profondément différente de celle du tétrahydrocannabinol (thc), le principal principe actif de tous les produits à base de cannabis.
almanya ‘spice’ta bulunan beş sentetik kanabinoidi kontrol altına almak üzere bir yıl boyunca acil narkotik madde mevzuatını kullanmıştır.

lorsqu`il fut dans la détresse, il implora l`Éternel, son dieu, et il s`humilia profondément devant le dieu de ses pères.
ne var ki, manaşşe sıkıntısında tanrısı rabbe yakardı ve atalarının tanrısı önünde son derece alçakgönüllü davrandı.

et quand nous comblons l'homme de bienfaits, il se détourne et se replie sur lui-même; et quand un mal le touche, le voilà profondément désespéré.
biz insana nimet verdiğimiz zaman, allah'ı anmaktan yüz çevirip uzaklaşır. ona fenalık dokununca da ümitsizliğe kapılır.

l'europe est susceptible d'être confrontée à un problème accru d'émergence ou ré-émergence de maladies infectieuses qui sont profondément dépendantes des changements de températures ou de précipitations, la perte et la destruction
avrupa, sıcaklıktaki veya yağıştaki değişikliklerden, doğal yaşam ortamlarının kaybından ve ekolojik tahribattan kritik şekilde etkilenen, yeni veya yeniden ortaya çıkan bulaşıcı hastalıklar sorunuyla,