Je was op zoek naar: nuru (Swahili - Turks)

na tumekuteremshieni nuru iliyo wazi.
biz size, herşeyi açık seçik gösteren bir ışık gönderdik.

tutimilizie nuru yetu, na utughufirie!
işığımızı tamamla ve bizi bağışla!

wao watapata malipo yao na nuru yao.
onların ecirleri ve nurları vardır.

mwenyezi mungu humwongoa kwenye nuru yake amtakaye.
(bu ışık) nur üstüne nurdur.

na ambaye mwenyezi mungu hakumjaalia kuwa na nuru hawi na nuru.
allah bir kimseye nur vermemişse artık onun nuru olmaz.

na mwenyezi mungu atakamilisha nuru yake ijapo kuwa makafiri watachukia.
ama allah, küfre batanlar hoş görmeseler de nurunu tamamlayacaktır.

mfano wa nuru yake ni kama shubaka lenye kuwekwa ndani yake taa.
işığının örneği şuna benzer: içinde lamba bulunan bir oyuk...

basi muaminini mwenyezi mungu na mtume wake, na nuru tuliyo iteremsha.
"Şu halde allah'a, o'nun resûlü’ne ve indirdiğimiz nur (kur'an)a iman edin.

na mwitaji kumwendea mwenyezi mungu kwa idhini yake, na taa yenye kutoa nuru.
allah'a, o'nun izniyle çağıran bir davetçi ve aydınlatıcı bir ışık olarak...

mwenyezi mungu humwongoa kwenye nuru yake amtakaye. na mwenyezi mungu huwapigia watu mifano.
allah insanlar için örnekler verir.

yanakaribia mafuta yake kung'aa wenyewe ingawa moto haujayagusa - nuru juu ya nuru.
(bu öyle bir ağaç ki) yağı, nerdeyse, kendisine ateş değmese bile ışık verir.