Je was op zoek naar: sen çok güzelsin (Turks - Frans)

sen çok güzelsin
tu es si beau

çok güzelsin
tu es belle

teşekkürler sende çok güzelsin
vous voulez faire quoi avec mon l'âgé ?

Çok güzelsiniz
Çok güzelsiniz

rabbimiz, sen çok şefkatli çok merhametlisin!"
et allah atteste qu'en vérité ils sont des menteurs.

rabbimiz, sen çok şefkatli, çok merhametlisin!"
seigneur, tu es compatissant et très miséricordieux».

doğrusu sen çok fena bir şey yaptın" dedi.
tu as commis certes, une chose affreuse!»

gerçekten sen çok tehlikeli bir iş yaptın!" dedi.
tu as commis, certes, une chose monstrueuse!»

"tad bakalım; sen çok üstün ve şerefliydin!"
goûte! toi [qui prétendait être] le puissant, le noble.

Çok güzel yardım
aide très précieuse

rabbimiz, gerçekten sen, çok şefkatlisin, çok esirgeyicisin."
seigneur, tu es compatissant et très miséricordieux».

rabbimiz! Şüphesiz ki sen çok şefkatli, çok merhametlisin!
seigneur, tu es compatissant et très miséricordieux».

bu çorba gerçekten çok güzel.
cette soupe est vraiment très bonne.

Çok güzel ve pek kıymetli cennet bahçelerindedir.
dans un jardin haut placé

onların o birlik ve beraberliğini görmek çok güzeldi.
c'était beau de voir leur unité.

rab ona şu karşılığı verdi: ‹‹marta, marta, sen çok şey için kaygılanıp telaşlanıyorsun.
le seigneur lui répondit: marthe, marthe, tu t`inquiètes et tu t`agites pour beaucoup de choses.

porto ziyaretimin ilk saatleri bende çok güzel izlenimler bıraktı.
les premières heures de mon séjour à porto m’ont laissé une bonne impression de la ville.

kuşkun olmasın biz onu çok güzel korur, gözetiriz."
et nous veillerons sur lui».

ewet çok güzel bir yer ve lüks hayat şartları yaşam daha güzel kalabalık ama.
yeh, un endroit très agréable et bien fréquenté, mais la vie est des conditions de vie plus luxueux.

dün kardeşlerim ve arkadaşlarımla çok güzel bir akşam geçirdim, yaptığımız mangal da çok güzeldi.
hier on a passé une soirée super avec mes frères et mes amis, et le barbeuc était trop bon aussi.