Sie suchten nach: düşkünlük (Türkisch - Englisch)

aşırı düşkünlük çocuğu şımarttı.
excessive indulgence spoiled the child.

tehlike geçince de, mala düşkünlük göstererek sizi sivri dillerle incitirler.
but when the danger passes away, their greed for wealth prompts them to greet you with their sharp, scissor-like tongues.

korku gidince ise, mala düşkünlük göstererek sizi sivri dilleri ile incitirler.
but once the fear departs they assail you with their sharp tongues, being greedy to possess good things.

onlara yoksulluk ve düşkünlük damgası vuruldu, allah'ın gazabına uğradılar.
and humiliation and wretchedness were stamped upon them and they were visited with wrath from allah.

tehlike geçince de, mala düşkünlük göstererek sizi sivri dillerle incitirler. bu tip kimseler inanmış değillerdir.
but once the fear departs they assail you with their sharp tongues, being greedy to possess good things.

korku gid(ip de sıra ganimetleri paylaşmağa gel)ince mala düşkünlük göstererek sizi sivri dillerle incitirler.
but once the fear departs they assail you with their sharp tongues, being greedy to possess good things.

korku gidince, hayra karşı oldukça düşkünlük göstererek sizi keskin dilleriyle (eleştirip inciterek) karşılarlar.
but once the fear departs they assail you with their sharp tongues, being greedy to possess good things.

(resulüm!) sen, onların hidayete ermelerine çok düşkünlük göstersen de bil ki allah, saptırdığı kimseyi (dilemezse) hidayete erdirmez.
if you (o muhammad saw) covet for their guidance, then verily allah guides not those whom he makes to go astray (or none can guide him whom allah sends astray).

bu kendi isteklerine düşkünlüğünden değildi.
now, that wasn’t just self-indulgence.