Results for krajevima translation from Serbian to Turkish

meteorolozi su upozorili na nove poplave u tim krajevima.
meteoroloji uzmanları bu bölgelerde yeni sel felaketleri yaşanabileceğini söylüyor.

reèe, i dodjoše bubine, uši po svim krajevima njihovim.
sivrisinekler üşüştü ülkenin her yanına.

i provukoše dva zlatna lanca kroz dve grivne na krajevima naprsniku,
İki örme altın zinciri göğüslüğün köşelerindeki halkalara taktılar.

hrvatski bloger runngun međutim kaže da bi radije bio u planinskim krajevima.
yine de hırvat blogcu runngun, dağlarda olmayı tercih edeceğini söylüyor.

i pobi èokote njihove i smokve njihove, i potre drveta u krajevima njihovim.
parçaladı ülkenin ağaçlarını.

kao što je istina hristova u meni tako se hvala ova neæe uzeti od mene u ahajskim krajevima.
mesihin gerçeğine sahip olarak kesinlikle diyebilirim ki, ahaya İlinde hiç kimse beni böyle övünmekten alıkoyamaz.

bunkeri se nalaze u zabačenim krajevima širom zemlje. [gus kolman/setimes]
koruganlar, ülke çapında uzak noktalara yerleştirilmiş durumda. [guus koelman/setimes]

i dok u mnogim školama u zabačenim krajevima ima previše prostora i premalo đaka, gradske škole su prepune.
uzak bölgelerdeki okullarda fazlasıyla yer varken, şehirdeki okullar oldukça kalabalık.

unija želi da postane pouzdan vojni faktor i trudi se da dokaže da se može nositi da ambicioznijim operacijama u dalekim krajevima.
güvenilir bir askeri oyuncu olmak isteyen birlik, bunu daha uzaktaki bölgelerde daha iddialı operasyonlar üstlenerek kanıtlamak için çırpınıyor.

kao što je ime tvoje, bože, tako je i hvala tvoja na krajevima zemaljskim; pravde je puna desnica tvoja.
sağ elin zafer dolu.

turski premijer redžep tajip erdogan dugo je obećavao novu, otvoreniju politiku prema jugoistočnim krajevima zemlje. [geti imidžis]
türk başbakan recep tayyip erdoğan, uzun süredir güneydoğuya yönelik yeni bir açılımın sözünü veriyor. [getty images]

neki, opet, koriste priliku da odu na odmor u planinu, daleko od gužve i vreme grada, ili pak na plaže u toplijim krajevima.
bazıları ise şehrin karmaşasından kaçıp tatil fırsatını dağlık kesimlerde ya da daha sıcak bölgelerin sahillerinde değerlendiriyor.

i mudro radeæi rasturi sve sinove svoje po svim krajevima judinim i venijaminovim, po svim tvrdim gradovima, i dade im hrane izobila, i dovede im mnogo žena.
bilgece davranarak oğullarının bazılarını yahuda ve benyamin topraklarına, surlu kentlere dağıttı. onlara bol yiyecek sağladı ve birçok kadınla evlendirdi.

i ukide josija sve gadove po svim krajevima sinova izrailjevih, i uèini, te svi koji behu u izrailju služahu gospodu bogu svom. svega veka njegovog ne odstupiše od gospoda boga otaca svojih.
yoşiya İsrail topraklarından bütün iğrenç putları kaldırttı. İsrail'de kalan halkın tanrıları rab'be kulluk etmelerini sağladı. kral yaşadığı sürece halk atalarının tanrısı rab'bin ardınca yürümekten vazgeçmedi.

ipak, neki veruju da je iskustvo ustanka 2004. godine stvorilo jaču političku svest kod dva miliona sirijskih kurda, zbog čega su postali sila od koje zvanični damask zazire dok guši nemire u drugim krajevima zemlje.
ancak bazıları, 2004 yılındaki ayaklanma deneyiminin ülkedeki iki milyon kürt arasındaki daha güçlü bir siyasi farkındalık yaratarak, onları diğer bölgelerdeki ayaklanmalar devam ederken Şam'ın uğraşmakta ihtiyatlı davrandığı bir güç haline getirdiğine inanıyor.

koji se suprote gospodu, satræe se; na njih æe zagrmeti s neba; gospod æe suditi krajevima zemaljskim, i daæe snagu caru svom, i uzvisiæe rog pomazaniku svom.
meshettiği kralın gücünü yükseltecek.››

"ne verujemo mnogo onima koji nose uniformu kosovske policije u severnim krajevima", rekao je mripa. "njih direktno finansira mup."
"kuzey bögelerinde kosova polisi üniforması giyenlere fazla güvenmiyoruz." diyen mripa şöyle devam etti: "bunlar paralarını doğrudan mup'den alıyorlar."

erdogan je dugo obećavao novu, otvoreniju politiku prema jugoistočnim krajevima zemlje. tokom važne posete dijarbakiru 2005. godine, obećao je da će priznati "kurdsku stvarnost" i čak je predložio novu definiciju državljanstva.
erdoğan, uzun süredir güneydoğuya yönelik yeni bir açılımın sözünü veriyor. 2005 yılında diyarbakır’a yaptığı bir gezide, “kürt gerçeğini” tanıyacaklarına söz vermiş ve hatta yeni bir vatandaşlık tanımı ortaya atmıştı.