Results for söyleyeyim translation from Turkish to French

ben de bildiğimi söyleyeyim.
voilà pourquoi je dis: Écoute! moi aussi, j`exposerai ma pensée.

de ki: "bunlardan daha iyisini size söyleyeyim mi?
dis: «puis-je vous apprendre quelque chose de meilleur que tout cela?

size şunu söyleyeyim, burada tapınaktan daha üstün bir şey var.
or, je vous le dis, il y a ici quelque chose de plus grand que le temple.

‹‹güvey ise, ‹size doğrusunu söyleyeyim, sizi tanımıyorum› dedi.
mais il répondit: je vous le dis en vérité, je ne vous connais pas.

size doğrusunu söyleyeyim, efendisi onu bütün malının üzerinde yetkili kılacak.
je vous le dis en vérité, il l`établira sur tous ses biens.

İsa, ‹‹size doğrusunu söyleyeyim, İbrahim doğmadan önce ben varım›› dedi.
jésus leur dit: en vérité, en vérité, je vous le dis, avant qu`abraham fût, je suis.

size doğrusunu söyleyeyim, bir kimse sözüme uyarsa, ölümü asla görmeyecektir.››
en vérité, en vérité, je vous le dis, si quelqu`un garde ma parole, il ne verra jamais la mort.

de ki: "allah katında yeri bundan daha kötü olanı size söyleyeyim mi?
dis: «puis-je vous informer de ce qu'il y a de pire, en fait de rétribution auprès d'allah?

de ki: "size işleri bakımından en çok ziyana uğrayacak olanları söyleyeyim mi?"
dis: «voulez-vous que nous vous apprenions lesquels sont les plus grands perdants, en œuvres?

size şunu söyleyeyim: doğruluğunuz din bilginleriyle ferisilerinkini aşmadıkça, göklerin egemenliğine asla giremezsiniz!››
car, je vous le dis, si votre justice ne surpasse celle des scribes et des pharisiens, vous n`entrerez point dans le royaume des cieux.

‹size şunu söyleyeyim, ilk çağrılan o adamlardan hiçbiri benim yemeğimden tatmayacaktır.› ››
car, je vous le dis, aucun de ces hommes qui avaient été invités ne goûtera de mon souper.

size doğrusunu söyleyeyim, ölülerin tanrı oğlunun sesini işitecekleri ve işitenlerin yaşayacakları saat geliyor, geldi bile.
en vérité, en vérité, je vous le dis, l`heure vient, et elle est déjà venue, où les morts entendront la voix du fils de dieu; et ceux qui l`auront entendue vivront.

size şunu söyleyeyim, onların hakkını tez alacaktır. ama İnsanoğlu geldiği zaman acaba yeryüzünde iman bulacak mı?››
je vous le dis, il leur fera promptement justice. mais, quand le fils de l`homme viendra, trouvera-t-il la foi sur la terre?

‹‹size doğrusunu söyleyeyim›› diye devam etti İsa, ‹‹hiçbir peygamber kendi memleketinde kabul görmez.
mais, ajouta-t-il, je vous le dis en vérité, aucun prophète n`est bien reçu dans sa patrie.

İsa, ‹‹sana şunu söyleyeyim, petrus, bu gece horoz ötmeden beni tanıdığını üç kez inkâr edeceksin›› dedi.
et jésus dit: pierre, je te le dis, le coq ne chantera pas aujourd`hui que tu n`aies nié trois fois de me connaître.

İsa onlara dedi ki, ‹‹size doğrusunu söyleyeyim, gökten ekmeği size musa vermedi, gökten size gerçek ekmeği babam verir.
jésus leur dit: en vérité, en vérité, je vous le dis, moïse ne vous a pas donné le pain du ciel, mais mon père vous donne le vrai pain du ciel;

size doğrusunu söyleyeyim, benim gönderdiğim herhangi bir kimseyi kabul eden beni kabul etmiş olur. beni kabul eden de beni göndereni kabul etmiş olur.››
en vérité, en vérité, je vous le dis, celui qui reçoit celui que j`aurai envoyé me reçoit, et celui qui me reçoit, reçoit celui qui m`a envoyé.

size doğrusunu söyleyeyim, burada bulunanlar arasında, İnsanoğlu'nun kendi egemenliği içinde gelişini görmeden ölümü tatmayacak olanlar var.››
je vous le dis en vérité, quelques-uns de ceux qui sont ici ne mourront point, qu`ils n`aient vu le fils de l`homme venir dans son règne.

size şunu söyleyeyim, nice peygamberler, nice krallar sizin gördüklerinizi görmek istediler, ama göremediler. sizin işittiklerinizi işitmek istediler, ama işitemediler.››
car je vous dis que beaucoup de prophètes et de rois ont désiré voir ce que vous voyez, et ne l`ont pas vu, entendre ce que vous entendez, et ne l`ont pas entendu.

İsa şöyle yanıtladı: ‹‹benim için canını mı vereceksin? sana doğrusunu söyleyeyim, horoz ötmeden beni üç kez inkâr edeceksin.››
jésus répondit: tu donneras ta vie pour moi! en vérité, en vérité, je te le dis, le coq ne chantera pas que tu ne m`aies renié trois fois.